|
Aile hekimi kimdir?
Kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri ile birinci
basamak teşhis, tedavi ve rehabilite edici sağlık
hizmetlerini, yaş, cinsiyet ve hastalık ayrımı yapmaksızın,
her kişiye kapsamlı ve devamlı olarak belli bir mekânda
vermekle yükümlü, gerektiği ölçüde gezici sağlık hizmeti
veren ve tam gün esasına göre çalışan aile hekimliği uzmanı
veya Bakanlığın öngördüğü eğitimleri alan uzman tabip veya
tabiplerdir.
Aile sağlığı elemanı kime denir?
Aile hekimi ile birlikte
hizmet veren, sözleşmeli olarak veya görevlendirilmek
suretiyle bu görevi yürüten hemşire, ebe, sağlık memuruna
denir.
Aile hekimimi seçebilir miyim?
Gerektiği zaman
değiştirebilir miyim? Aile hekiminizi istediğiniz takdirde
değiştirilebilirsiniz. Ancak kendi talebinizle seçtiğiniz
aile hekiminizi 3 aydan önce değiştiremezsiniz.
Aile bireyleri farklı aile hekimlerini seçebilirler mi?
Kişiler hekim seçme özgürlüğü
kapsamında istediği aile hekimini seçebilir.Çocuklar ise
velilerinin uygun gördüğü aile hekimine kaydedilirler. Yeni
doğmuş bebekler annelerinin aile hekimine kaydedilirler.
Gezici sağlık hizmeti nedir?
Aile hekimi ve/veya aile
sağlığı elemanının, uzak mahalle, belde, köy, mezra gibi
yerleşim yerlerine giderek mahallinde vereceği sağlık
hizmetidir.
Aile hekimim izine ayrıldığında hangi hekime başvurmalıyım?
Aile hekiminiz izine
ayrıldığında yerine bakacak bir aile hekimi olacaktır. Bu
durum aile hekiminizin görev yaptığı sağlık merkezinin
görünür bir yerinde ilan edilecektir. Bu hekime
başvurabilirsiniz.
Aile hekimimi nerden öğrenebilirim?
T.C. Kimlik numaranızla en
yakın aile sağlığı merkezi, toplum sağlığı merkezi veya il
sağlık müdürlüğüne başvurarak öğrenebilirsiniz. Ayrıca
Sağlık Bakanlığı’nın www.ailehekimligi.gov.tr internet
adresinden öğrenebilirsiniz.
Aile Hekiminin Tanımı
Bireylerin ve aile
fertlerinin ikamet yerlerinin yakınlarında ya da kolaylıkla
ulaşabilecekleri bir yerde bulunan, ilk başvuracakları,
kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri ile birinci
basamak teşhis, tedavi ve rehabilite edici sağlık
hizmetlerini, yaş, cinsiyet ve hastalık ayrımı yapmaksızın,
her kişiye kapsamlı ve devamlı olarak vermekle yükümlü,
gerektiği ölçüde gezici sağlık hizmeti veren ve tam gün
esasına göre çalışan aile hekimliği uzmanı veya Bakanlığın
öngördüğü eğitimleri alan uzman tabip veya tabipleridir.
Aile hekiminin görevleri:
1)Kişiye yönelik koruyucu
sağlık hizmetleri ile birinci basamak tanı, tedavi,
rehabilitasyon ve danışmanlık hizmetlerini vermek,
2) Aile hekimi, kendisine
kayıtlı kişileri bir bütün olarak ele alıp, kişiye yönelik
koruyucu, tedavi ve rehabilite edici sağlık hizmetlerini
sunmak,
3) Sağlıkla ilgili olarak
kayıtlı kişilere rehberlik yapar, sağlığı geliştirici ve
koruyucu hizmetler ile ana çocuk sağlığı ve aile planlaması
hizmetlerini vermek,
4)Kendisine kayıtlı kişilerin
ilk değerlendirmesini yapmak için altı ay içinde ev
ziyaretinde bulunup veya kişiler ile iletişime geçmek,
5) Kayıtlı kişilerin yaş,
cinsiyet ve hastalık gruplarına yönelik izlem ve taramaları
(kanser, kronik hastalıklar, gebe, loğusa, yenidoğan, bebek,
çocuk sağlığı, adölesan, erişkin, yaşlı sağlığı ve benzeri)
yapmak,
6) Periyodik sağlık muayenesi
yapmak,
7)Tetkik hizmetlerinin
verilmesini sağlamak ya da bu hizmetleri vermek,
8)Kendisine kayıtlı kişileri
yılda en az bir defa değerlendirerek sağlık kayıtlarını
güncellemek.
9)Evde takibi zorunlu olan
özürlü, yaşlı, yatalak ve benzeri durumdaki kendisine
kayıtlı kişilere evde veya gezici/yerinde sağlık
hizmetlerinin yürütülmesi sırasında kişiye yönelik koruyucu
sağlık hizmetleri ile birinci basamak tanı, tedavi,
rehabilitasyon ve danışmanlık hizmetlerini vermek,
10)Aile sağlığı merkezi
şartlarında tanı veya tedavisi yapılamayan hastaları sevk
etmek, sevk edilen hastaların geri bildirimi yapılan
muayene, tetkik, tanı, tedavi ve yatış bilgilerini
değerlendirmek, ikinci ve üçüncü basamak tedavi ve
rehabilitasyon hizmetleri ile evde bakım hizmetlerinin
koordinasyonunu sağlamak,
11) Gerektiğinde hastayı
gözlem altına alarak tetkik ve tedavisini yapmak,
12)Entegre sağlık hizmetinin
sunulduğu merkezlerde gerektiğinde hastayı gözlem amaçlı
yatırarak tetkik ve tedavisini yapar,
13)Aile sağlığı merkezini
yönetmek, birlikte çalıştığı ekibi denetlemek ve hizmet içi
eğitimlerini sağlamak
14)İlgili mevzuatta birinci
basamak sağlık kuruluşları ve resmi tabiplerce kişiye
yönelik düzenlenmesi öngörülen her türlü sağlık raporu, sevk
evrakı, reçete ve sair belgeleri düzenlemektir.
Aile Sağlığı Elemanı
Aile hekimi ile birlikte
hizmet veren, sözleşmeli çalıştırılan veya Bakanlıkça
görevlendirilen hemşire, ebe, sağlık memuruna denir.
Aile Sağlığı Elemanının
Görevleri
1) Aile hekimi ile birlikte
ekip anlayışı içinde kişiye yönelik koruyucu, tedavi ve
rehabilite edici sağlık hizmetlerini sunmak ve görevinin
gerektirdiği hizmetler ile ilgili sağlık kayıt ve
istatistiklerini tutmakla yükümlüdür.
2) Kişilerin yaşamsal
bulgularını ölçer ve kaydeder,
3) Aile hekiminin
gözetiminde, talimatı verilen ilaçları uygular,
4) Yara bakım hizmetlerini
yürütür,
5) Tıbbi alet, malzeme ve
cihazların hizmete hazır bulundurulmasını sağlar,
6) Poliklinik hizmetlerine
yardımcı olur, tıbbi sekreter bulunmadığı hallerde sevk
edilen hastaların sevk edildiği kurumla koordinasyonunu
sağlar,
7) Gereken tetkikler için
numune alır, eğitimini aldığı basit laboratuvar tetkiklerini
yapar veya aldığı numunelerin ilgili laboratuvar tarafından
teslim alınmasını sağlar,
8) Gezici ve yerinde sağlık
hizmetleri, sağlığı geliştirici ve koruyucu hizmetler ile
ana çocuk sağlığı ve aile planlaması hizmetlerini verir,
evde bakım hizmetlerinin verilmesinde aile hekimine yardımcı
olur,
9) Bakanlıkça belirlenen
hizmet içi eğitimlere katılır,
10) Sağlık hizmetlerinin
yürütülmesi ile ilgili olarak görev, yetki ve sorumlulukları
kapsamında aile hekiminin verdiği diğer görevleri yerine
getirir.
Dünya'da Aile Hekimliği
Aile hekimine olan gereksinim
ilk kez 1923 yılında Francis Peabody tarafından gündeme
getirilmiş ve Francis Peabody, tıp bilimlerinde oluşan aşırı
uzmanlaşma sonucu hastaların ortada kaldığını ve kapsamlı ve
kişisel sağlık hizmeti veren bir uzmanlık dalının
gerekliliğini vurgulamıştır. Kapsamlı ve kişisel hizmet
verebilecek aile hekimliğinin gelişmesi ve yaygınlaşması
1950'lerde başlamıştır. Ancak aile hekimliğinin,
İngiltere'de, ayrı bir uzmanlık dalı olarak tanınması 1965
yılında oldu.1966 yılında American Medical Association
(Amerikan Tıp Birliği) tarafından Milis Raporu ve Willard
Raporu olarak bilinen iki raporun yayınlanması sonucu
birincil bakım konusunda çalışan, yeni bir uzmanlık dalı
olan "Aile hekimliği" tanınmıştır 1969 da "Amerikan Aile
Hekimliği Board" u (ABFP) oluştu ve aile hekimliği uzmanlığı
doğmuş oldu.1978 yılında yapılan Alma Ata Konferansı'nın çok
önemli sonuçlarından birisi de dünya ülkelerine çağdaş tıp
anlayışının bir sonucu olarak "2000 Yılında Herkese Sağlık"
başlığı altında toplanan bir kısım hedefler ve stratejiler
ve hedefler gösterilmiş olmasıdır.
Avrupa Birliği, 2001-2006
halk sağlığının iyileştirilmesi, hastalıkların önlenmesi ve
sağlığı tehdit eden risk kaynaklarının ortadan kaldırılmayı
amaçlayan bir “Halk Sağlığı Programı” hazırlanmıştır. Bu
programa göre hastaların aydınlatılmasının koruyucu sağlık
uygulamalarında çok etkili olduğu dikkate alınarak, sağlık
politikası belirleyicilerinden, ülkelerinde temel sağlık
hizmetlerini organize ve finanse ederken, doktorların
koruyucu hizmetler ile birinci basamak sağlık hizmeti
sunumunda etkili bir biçimde rol almalarını sağlamaları
hedeflenmiştir.
2000 yılı Dünya Sağlık Örgütü
raporunda, bireye yönelik birinci basamak hizmetler ile
temel sağlık hizmetleri arasındaki farkın daha net olarak
ortaya konabildiğini görmekteyiz. Yaygınlaşan anlayışa göre
temel sağlık hizmetleri yaygın olarak koruyucu sağlık
hizmetini kapsayan, birinci basamak tedavi ve rehabilitasyon
hizmetini de içinde barındıran sağlık hizmeti anlamında
kullanılmaktadır. Bu hizmetlerin verilmesinde aile hekimleri
ve aile sağlığı elemanları ana görevi üstlenmektedir.
Özellikle birinci basamak
sağlık hizmet sunumunun kendine özgü bilgi ve koşullar
içerdiği ve bunun uzmanlaşmış hekimlerce verilmesi
gerektiğinin vurgulanmasıyla tüm dünyada bu konuda
çalışmalar başlatılmış ve ülkeler sağlık sistem ve
politikalarını bu görüş doğrultusunda yeniden gözden
geçirmişler ve "Kapsamlı, sürekli, koordine edilen ve kişiye
özel bir sağlık hizmeti verilmesinin sağlanmasında özellikle
Aile Hekimleri çok önemli bir konuma sahiptir. Birinci
basamak sağlık hizmetinin diğer çalışanları yanında onların
rolü, sağlık alanında kaynakların optimal biçimde
değerlendirilebilmesi için çok önemli görülmektedir.
Bireysel ve toplumsal sağlık hizmetlerinin koordinasyonunu
geliştirmeleri durumunda, geleceğin sağlık sistemleri içinde
rolleri daha da belirgin olacaktır.
İnsanların ihtiyaçlarını
karşılamak için, sağlık hizmet sisteminde, tıp mesleğinde,
tıp fakültelerinde ve diğer eğitim kuruluşlarında köklü
değişiklikler yapılmalıdır. Aile Hekimi sağlık hizmet
sistemlerinde kaliteye, maliyet etkinliğine ve adilliğe
ulaşılmasında merkezi role sahip olmalıdır. Bu sorumluluğu
yerine getirebilmek için Aile Hekimi, hasta bakımında yetkin
olmalı, bireysel ve toplumsal sağlık hizmetini bir bütün
halinde ele almalıdır. Bu amaç doğrultusunda Dünya Sağlık
Örgütü (WHO) ve Dünya Aile Hekimleri Örgütü (WONCA) tarihi
bir işbirliği gerçekleştirmektedir.
Aynı dökümanda, "Toplumun
Gereksinimlerini Gözeten Bir Sağlık Hizmeti ve Tıp Eğitim
Sistemi Oluşturmak İçin Öneriler" bölümünde; Aile hekimliği
bir uzmanlık dalı olarak tanınmalı ve çalışmalı, Aile
hekimliği uzmanlık disiplini her tıp fakültesinde
öğretilmeli ve aile hekimi/dal uzmanı dengesi kurulmalı, her
ülkede Aile hekimliği mezuniyet sonrası uzmanlık eğitimi
verilmelidir şeklinde ana maddeler yer almıştır. Avrupa
Topluluğu 1 Ocak 1995'te yürürlüğe giren bir kararla birinci
basamak sağlık hizmetlerinde çalışacak hekimlerin fakülte
sonrası en az 2 yıl eğitim almasını zorunlu kılmış, 1 Ocak
1996'da ise eğitim süresi 3 yıla çıkarılmıştır. Günümüzde
uygulamada ve adlandırmada farklılıklar olsa da dünya
ülkelerinin bir çoğunda Aile Hekimliği birinci basamak
sağlık hizmetlerinin temelini oluşturmaktadır.
Aile Hekimliği Uygulaması her
ülke kendi ihtiyaçlarına göre oluşturup uygulamaya
koymuştur.Bu ülkelere bazı örnekler aşağıda verilmiştir.
AMERİKADA AİLE HEKİMLİĞİ
Aile Hekimliğinin 1960'lı
yılların sonlarında bir uzmanlık dalı olarak tanınmasını
takiben amaçları doğrultusunda ilerlemesi periyodik olarak
yayınlarda görülmektedir. 1990'lı yıllarda ortaya çıkan
entellektüel ve organizasyonel değişiklikler ile Aile
Hekimliğinin rolünü yansıtarak değerlendirmek mümkündür.
İkinci Dünya Savaşından hemen
sonra Amerika Birleşik Devletleri’ndeki hekimler arasında
uzmanlaşma eğilimi artmıştır. 1938'de kendini uzman olarak
nitelendiren uzman oranı %20.8’den 1970'de %75.7'ye
çıkmıştır. Bununla birlikte 1938'de %79.2 olan genel
pratisyen oranı 1970'de %17.3'e düşmüştür.
1960'lı yıllarda genel
pratisyenlerin durumunu gözden geçirmek ve halkın ihtiyacını
karşılayacak toplum odaklı genel bakış açısına sahip
hekimlerin sağlanması için çalışma grupları oluşturulmuştur.
Bu gruplarının önde gelen üçünün çalışmaları sonucunda
sırasıyla Folsom, Millis ve Willard Raporları
oluşturulmuştur. Bu raporlar çok önemli öneriler getiren bir
seri bulgu ortaya çıkarmıştır. Bireylerin kendilerini sadece
bir hastalık ya da bir organ bozukluğu olarak
değerlendirmeyen nitelikli hekimlere ulaşabilmelerinin,
hekimin verdiği sağlık hizmetinin ayrıntılı ve geniş
kapsamlı olmasının, hasta ve hekim arasında sürekli bir
etkileşimin, hekimin bilgi ve becerilerinin aile bireylerin
tümünü kapsamasının ve bu yeni uzmanlık grubunun yeni
hekimler yetiştirebilecek kapasitede olmasının gerektiği
kararları alınmıştır. Hem Millis hem de Willard Raporlarında
benzeri eğitim programlarının oluşturulması için gereken
şartları belirtmiştir.
1969'da bu raporların
sağladığı teşvik ve meşruiyet ile Aile Hekimliği Asistanlığı
İzleme Komitesi oluşturulmuş ve 1970'de Amerikan Genel
Pratisyenlik Akademisi, Amerikan Aile Hekimleri Akademisi
olarak yeniden adlandırılmıştır.
Gelişen 20. uzmanlık dalı
olarak Aile Hekimliğinin gelişimi, mesleğin gereklerinden
kaynaklanarak hekimlerin isteğiyle kurulan diğer
uzmanlıklara nazaran çok özgün olmuştur. Ancak Aile
Hekimliği halkın isteklerinden kaynaklanarak hastalığın
değil hastanın odakta olduğu bir uzmanlık dalı olarak
kendini göstermiştir.
Uzmanlığın Kurulması
Yeni kurulan uzmanlık dalı
başlangıçta kendini tanımlamakta zorlandı. 1950 ve 1960'lı
yıllarda "yeni" aile hekiminin alanlarını ve becerilerini
tartışan pek çok yayın çıkmasına rağmen belirgin bir
şablonda uzlaşı sağlanmamıştı. Bu yayınların ve Millis ile
Willard gruplarının çalışmalarının birleşiminden Aile
Hekimliği Uzmanlık programlarının aşağıdaki ana hatları
ortaya çıkmıştır:
1. Hastanın kişisel hekimi
olarak çalışmalı ve hastanın sağlık sistemine girişini
sağlamalıdır.
2. İlk muayene, koruyucu
hekimlik ve genel tıp hizmetlerinde kapsamlı bir yaklaşımı
olmalıdır.
3. Hastanın sorumluluğunu
gereğinde sevk için gerekli girişimleri yaparak uzun dönem
taşıyabilmelidir.
4. Toplumun kaygılarına ve
ihtiyaçlarına duyarlı bir şekilde mesleğini icra etmelidir.
Hastanın fiziksel, duygusal
ve sosyal ihtiyaçlarını gözeterek aile ve toplum ölçeğinde
gerekli bakımı yapmalıdır.
Başlangıçta genel tıp
uygulamalarının yapıldığı hastanelerin yeni eğitim
programları için uygun olduğu aşikardı. Tıbbi bakımın
özellikleri gözönüne alındığında, aile hekimliğinin klinik
uygulama alanı akademik merkezlerden uzaktaydı. Bu
hastaneler halka hizmete odaklanmıştı ve güçlü bir hekim
kadroları bulunmaktaydı. Bu nedenlerden dolayı uzmanlık
eğitiminin %80'den fazlasının kökleri bu tip hastanelerde
bulunmaktadır. 2000 yılında aile hekimliği tüm ihtisas
programları arasında en büyük sayıya ulaşarak, 50 eyalette
bulunan 472 programda 10503 asistana sahiptir.
Amerikan Tıp Fakültelerinde
Aile hekimliğinin gelişmesi de 1970'li yıllarda olmuştur.
Folsom, Milis ve Willard raporlarının bu uzmanlık alanının
akademik gelişmesi açısından ciddi bir aciliyet olduğunu
belirtmelerine rağmen, Tıp Fakültelerinde başarılı bir
akademik bölüm kurulması uzun yıllar süren çalışmalar,
tartışmalar, lobicilik ve çatışmalar sonucunda mümkün
olabilmiştir. Herşeye rağmen 2000 yılında Amerikan Tıp
Fakültelerinde tamamiyle kurulmuş 113 Aile Hekimliği Ana
Bilim Dalı bulunmaktadır.
Günümüzde Amerika’da Aile Hekimliği
Amerika'da tam eğitimli aile
hekimlerinin yetiştirilmesine 1969 yılında 15 pilot aile
hekimliği asistanlık programıyla başlanmıştır. 1973 yılında
164 programda 1754 asistan var iken, 8 yıl içerisinde
1981'de bu sayı 386 programda 7000 asistana yükselmişti.
1996'da asistanlık programlarındaki asistan sayısı 452
programda 10102 asistana ulaşarak 10000 rakamını geçmişti.
2001 yılının temmuz ayında 1970 yılından beri 63930 hekim
asistanlığını bitirerek aile hekimliği uzmanı olmuştu.
30 yıllık gelişimini
tamamlayan aile hekimliği, günümüzde faal olarak çalışan
aile hekimleri Amerikan sağlık sisteminde çok önemli role
sahiptir. İstatistiklere göre diğer tüm uzmanlık dallarından
günde en çok hasta bakan uzmanlık dalıdır. 2000 yılında 822
milyon hekim muayenesinin 199 milyonu aile hekimliği
uzmanları tarafından yapılmıştır. Dahiliye uzmanları 126
milyon ve Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları uzmanları 104 milyon
hasta bakmışlardır.
Günümüzde Amerika'da aile
hekimliği uzmanları Dahiliye Uzmanlarından sonra sayıca 2.
sıradadırlar ve coğrafi dağılımları oldukça iyidir, bir
günde diğer uzmanlık dallarının herhangi birinden daha fazla
sayıda hasta görmektedirler ve uygulamaları yüksek oranda
hasta memnuniyeti sağlamaktadır.
Amerika'da Aile Hekimliği
oldukça yerleşmiş bir uzmanlık dalıdır. Son yıllarda aile
hekimlerinin birinci basamakta çok önemli katılımları
olmuştur. Aile hekimleri, birbirleri ve hemşire, ebe ve
diğer sağlık çalışanlarıyla işbirliği yapmaları için teşvik
edilmektedir.
ALMANYA’DA AİLE HEKİMLİĞİ
Birinci basamak sağlık
hizmetleri aile hekimleri tarafından verilmektedir.
1980 yılından itibaren aile
hekimliği için uzmanlık eğitimini seçmek isteyen doktorlar
için zorunluğu bitirme sınavı uygulanmaya başlanılmıştır.
1994 yılından itibaren de
birinci basamakta çalışacak olan hekimler için aile
hekimliği uzmanlık eğitimi zorunlu hale getirilmiştir.
İlk aile hekimliği kürsüsü
1976 da Hannover Tıp Fakültesi’nde açılmıştır. Bugün 24 tıp
fakültesinde aile hekimliği kürsüleri bulunmaktadır.
Tıp fakültelerindeki aile
hekimliği kürsüleri tıp öğrencilerine de ders vermektedirler
ve bu dersler zorunlu dersler kapsamında ele alınmaktadır.
Aile hekimlerinin diğer dal
uzmanlarına oranı %45-50 dolayındadır.
Hastalar dosyalarını teslim
ettikleri aile hekimlerine en az 3 ay bağlı kalmakla
yükümlüdürler.
Aile hekimleri gerekli
görürlerse, hastalarını diğer uzmanlara veya hasteneye sevk
edebilir.
Aile hekimleri acil olgulara
mesai saatleri dışında da bakmakla yükümlüdürler
İNGİLTERE’DE AİLE HEKİMLİĞİ
İlk aile hekimliği
uygulamaları 1601 yılında başlamıştır. Gerçek anlamda aile
hekimliği veya İngiltere’de ki ismiyle genel pratisyenlik
1947 de Aile Hekimleri Kraliyet Koleji’nin kurulmasıyla
başlamıştır.
İngiltere’de Ulusal Sağlık
Hizmetleri Örgütü vardır.
İngiltere’de sağlık
hizmetlerinin çoğu vergilerle finanse edilmektedir.
Ülkedeki 34.000 civarındaki
aile hekiminin çoğu 4-5 hekimden oluşan grup
muayenehanelerinde hizmet verir. 510 kadarı ise tek hekim ve
ekibinden oluşan birimlerde hizmet sunmaktadır. 6000 kadar
aile hekimi ise sağlık merkezlerinde görev yapmaktadır. Bir
aile hekimine düşen nüfus 3000 civarındadır.Kişiler ilk
olarak kayıtlı oldukları aile hekimine başvurmak
zorundadırlar. Aile hekiminden sevk alamayanlar, ikinci
basamağa acil durumlar dışında başvuramazlar. Aile
hekimlerinin ikinci basamağa sevk oranı %10 dolayındadır.
Aile hekimlerine ödeme kayıtlı kişi başına yapılmakla
birlikte, koruyucu hizmetlerin etkinliğini arttırmak için
hizmet başına ödemeler de yapılabilmektedir.
Tüm tıp fakültelerinde aile
hekimliği bölümleri vardır ve mezuniyet öncesi eğitimi
verilir. Aile hekimliği uzmanlık eğitimi 1979 da zorunlu
hale getirilmiştir ve 1 yıllık internlük döneminden sonra, 2
yıllık hastane eğitimini ve daha sonra da eğiticilik eğitimi
almış bir aile hekiminin yanında geçecek olan 1 yıllık bir
eğitim süresini kapsamaktadır. Uzmanlık sonrasında sınav
zorunluluğu yoktur. Ancak Aile Hekimleri Kraliyet Koleji’ne
üye olabilmek için uzmanlık eğitimini tamamlayan aile
hekimlerinin %80’i sınava girmektedir.
Uzmanlık sonrası sürekli tıp
eğitimi zorunlu değildir ancak desteklenmekte ve
özendirilmektedir
KANADA’DA AİLE HEKİMLİĞİ
Kanada’da ulusal sağlık
sigortası tüm bireyleri kapsamaktadır. 65 yaş
üstündekilerden ve maddi durumu iyi olmayanlardan sağlık
sigorta primleri alınmaz.
Birinci basamak sağlık
hizmetleri aile hekimleri tarafından verilmektedir. Aile
hekimleri büyük kentlerde muayenehanelerinde çalışırlar ve
2.basamağa sevk ettikleri hastalarının tedavileri ile de
bizzat ilgilenirler. Kırsal alanda ise sağlık merkezlerinde
ve küçük hastanelerde hizmet verirler.
Tüm tıp fakültelerinin aile
hekimliği bölümleri vardır. Aile hekimleri ülkedeki en büyük
hekim grubudur ve tüm hekimlerin yarısını oluştururlar.
Mezuniyet öncesi aile
hekimliği stajı, aile hekimliği bölümlerinin uygulama
merkezlerinde 4-6 hafta süreyle yapılır. Aile hekimliği
uzmanlık eğitimi ise iki yıl olup, isteyenler bu süreyi üç
yıla çıkarabilirler ve böylece geriatri, acil tıp veya
akademik kariyere girebilirler.
1954 yılında kurulan Kanada
Aile Hekimleri Koleji, aile hekimliği ihtisasını bitirip,
sınavı başaranlara kolej üyeliği unvanını vermektedir.
Sürekli tıp eğitimi zorunludur ve bu kolej tarafından
yapılmaktadır.
NORVEÇ’TE AİLE HEKİMLİĞİ
Birinci basamak sağlık
hizmetleri sağlık merkezleri tarafından verilir.
Her il sağlık yönetimi
açısından bir ana bölgeyi oluşturmaktadır. İllere bağlı olan
kırsal sağlık yönetimleri vardır.
Sağlık merkezlerinde yerel
yönetimlerle sözleşme imzalamış olan aile hekimleri,
hemşire, ebe, diş hekimi gibi personel çalışır.
Koruyucu ve tedavi edici
hizmetler birlikte verilir. Ücretlendirme hasta başınadır.
Aile hekimliği uzmanlık
eğitimi 1985 yılında kabul edilmiştir. Süresi beş yıldır.
Bunun 1 yılı klinikte 4 yılı da bir aile hekiminin yanında
geçirilmektedir.
Sürekli eğitim zorunludur.
PORTEKİZ’DE AİLE HEKİMLİĞİ
Ulusal Sağlık Sistemi 1979 da
kurulmuştur.
Birinci basamak sağlık
hizmetleri sağlık merkezleri tarafından verilir. Buralardaki
çalışma ekip çalışması olup aile hekimleri de bu ekibin
içinde yer almaktadırlar.
Her kişi bir aile hekimine
kayıt olmak zorundadır ve ortalama 1500 kişiye bir aile
hekimi düşmektedir.
Aile hekimliği uzmanlık
eğitimi 1982 yılında kabul edilmiştir. Eğitim süresi üç
yıldır. 1987 yılından itibaren bu eğitim birinci basamakta
çalışacak olan hekimler için zorunlu hale getirilmiştir.
1982 de aile hekimliği koleji
kurulmuştur. Ayrıca Aile Hekimliği Enstitüleri de vardır.
Bunlar hep birlikte aile hekimliği eğitiminden sorumludur.
Eğitim sonrasında sınav zorunluluğu vardır.
Tıp Fakültelerinde ilk aile
hekimliği bölümü 1987 de Lizbon Üniversitesi’nde açılmıştır.
İSRAİL’DE AİLE HEKİMLİĞİ
Genel sağlık sigortası
nüfusun %96 sını kapsamaktadır.
Birinci basamak sağlık
hizmetleri, kırsal kesimde bir aile hekimi ve hemşirenin
çalıştığı sağlık birimleri tarafından, kentsel yerleşimlerde
ise 2000-3000 kişiye hizmet veren daha kalabalık bir ekibin
yer aldığı sağlık merkezleri tarafından verilir. Kentlerdeki
bu merkezler laboratuar ve röntgen olanaklarını da
kapsamaktadır. Ayrıca özel olarak çalışan aile hekimleri de
sözleşme ile bu uygulamaya dahil olabilmektedir.
Tüm tıp fakültelerinde aile
hekimliği bölümleri vardır. Bunlar hem mezuniyet öncesi
hemde mezuniyet sonrası aile hekimliği eğitiminden
sorumludur. Tıp fakültelerine bağlı olan aile hekimliği
merkezlerinde uzmanlık eğitimi verilmektedir. Bu eğitim 4
yıl sürer ve başarı durumu sınav ile saptanır. Eğitimin
denetimi ve kredilendirilmesinden
Türkiye'de Aile Hekimliği
Ülkemiz sağlık hizmetlerinin
gelişimi ve organizasyonunda, koruyucu ve tedavi edici
sağlık hizmetlerinin bireylere ulaştırılması yönündeki
çalışmalar Cumhuriyetin ilanından günümüze kadar uzanan
gelişim sürecinde hız kazanmıştır. Cumhuriyetin ilan
edilmesinin ilk yıllarında itibaren ülkemizdeki bugünkü
sağlık teşkilatlandırması ve sağlık hizmetlerinin temeli
atılmıştır. Cumhuriyet döneminde bir yandan tedavi hizmet
ağını genişletmek istenirken öteki yandan da koruyucu sağlık
hizmetlerinde büyük bir atağa geçilmiştir. Cumhuriyet’in
ilanı sonrası Dr. Refik Saydam ülkemizde sağlık
hizmetlerinin kuruluşunda ve gelişmesinde büyük katkılar
sağlamıştir. Umumi Hıfzısıhha Kanunu (1930)’nda yer alan
sağlık politikaları sağlık hizmetlerinin planlanması ve
programlanması, koruyucu ve tedavi edici hekimliğin
yürütülmesi, bulaşıcı hastalıkların önlenmesi, tıp
fakültelerine ilginin arttırılması yönelik ilkeler mevcut
olup bu ilkeler ışığında sağlık hizmetleri, “geniş bölgede
tek amaçlı”/ “dikey örgütleme” modeli ile yürütülmüştür.
Nüfusun çok olduğu yerlerden başlayarak muayene ve tedavi
evleri açılmış, koruyucu sağlık hizmetlerinde çalışan
hekimler desteklenmiş günümüz sağlıkta dönüşüm programının
temelleri daha o zamanlar da atılmıştır.
Sağlıkta Dönüşüm Programı,
temel sağlık hizmetlerinin kurumsal konumunu diğer hizmet
düzeyleri üzerinde yetki ve kontrol sahibi olacak bir yapıya
kavuşturmayı hedeflemektedir. Bireylerin ve sağlık
çalışanlarının durumlarını iyileştirmek bu konuda yapılacak
yeniliklerin hareket noktasını oluşturmaktadır. Sağlıkta
dönüşüm programının en belirgin özelliği bireylerin sağlıklı
hayat programlarına erişiminin sağlanması, anne-bebek
ölümlerinin azaltılması, bulaşıcı hastalıklarla ve kronik
hastalıkların risk faktörleriyle mücadele etmeyi öncelemek
bireylerin kendi sağlık durumlarını kontrol edebilme
yetilerini geliştirmek ve koruyucu hekimlik yaklaşımını
sağlığın merkezine tamamen yerleştirmektir.
Sağlıkta dönüşüm programının
temel amaçları arasında olan bu uygulamanın, halkımızın
sağlık düzeyinin yükseltilmesi, kaynaklarımızı uygun şekilde
kullanarak daha fazla hizmetin sağlanması ve hakkaniyet
ilkesi ışığında bütün bireylerin sağlık hizmetlerine
ihtiyaçları ölçüsünde ulaşmalarının gerek kır-kent ve
gerekse doğu-batı arasında sağlık hizmetlerine erişim ve
sağlık göstergeleri ile ilgili farklılıkların azaltılması
yer almaktadır. Bu amaçlara ulaşmak için birinci basamak
sağlık hizmetlerinin çağdaş bir yaklaşımla yeniden
düzenlenip yaygınlaştırılması ve tüm toplum bireyleri
tarafından tercih edilebilir şekilde sunulması
sağlanmaktadır. Herkesin kendi seçebileceği, kolayca
erişebileceği, herhangi bir engelle karşılaşmasızın
danışabileceği, başvurabileceği bir aile hekiminin olması bu
yaklaşımın ana unsurlarının başında gelir. Prof. Dr. Nusret
Fişek’in ifadeleriyle: “ Kişiye yönelik koruyucu hekimlik
hizmetleri ile ayakta ve evde hasta tedavisi hizmetlerinin
entegre yürütülmelidir” Entegre sağlık modeli, çağdaş aile
hekimliğidir.
Çağdaş aile hekimliği ile
ülkemizde sağlık hizmetlerinin tüm bireylere coğrafi açıdan
dengeli şekilde ulaştırılabilmesi, birinci basamak sağlık
hizmetlerinin toplumun katılımını sağlayacak şekilde
bireylerin yaşadıkları ve çalıştıkları yerlerde koruyucu,
tanı koyucu tedavi ve rehabilite edici yönleriyle sunmak
temel hedefimizdir. Sağlık hizmeti sunumunda, birinci
basamak sağlık hizmetlerinin sürekli eğitimle geliştirilmesi
ve güçlendirilmesi, çalışan hekimler ile diğer sağlık
elemanlarının özendirilmesi, birey ihtiyaçlarının göz önünde
bulundurularak koruyucu sağlık sistemine ağırlık verilmesi
ve kabul edilebilir sevk sisteminin uygulanması ana
ilkelerdir. Bu ilkeler ikinci basamakta yığılmayı
engelleyecek, ikinci basamakta tedavi edilesi gereken
hastalara yeterince zaman ayrılmasını sağlayacaktır. Aile
hekimliğinin multidisipliner bir sağlık yaklaşımı olduğu
düşünülürse bütüncül bir sağlık hizmeti yaklaşımını öngörür.
Güvene dayalı iletişim kurar, sorunları fiziksel, psikolojik
ve sosyal yönleriyle ele alır. Birey merkezli olmasının
yanında bütünleştiricilik, süreklilik, aile ve topluma
yönelik olma özellikleri nedeniyle aile hekimliği
uygulamasının önemli bir yapı taşıdır. Gittikçe artan
orandaki yaşlı nüfusun temel sağlık hizmeti gereksinimleri,
onları tanıyan ve kolay ulaşabilecekleri aile hekimleri
vasıtasıyla çok daha etkili olarak karşılanabilecektir.
Birinci basamak sağlık
hizmetlerinin etkili bir şekilde verilebilmesi, toplumun
hastalık yükünün azaltılmasının yanı sıra ikinci ve üçüncü
basamak tedavi kuruluşlarımızın da daha iyi ve kaliteli
sağlık hizmeti ve sağlık eğitimi vermelerine fırsat
tanıyacaktır.
Dünya Sağlık Örgütü, 2010
yılına kadar insanların aile ve topluma dayalı temel sağlık
hizmetlerine daha iyi ulaşılabilmesini, Alma Ata kongresinde
de alınan kararın devamı olarak 21. yüzyılda “Herkes için
Sağlık”anlayışını hedefleri arasında saymaktadır. Bu hedefi
gerçekleştirmeyi amaçlayan Sağlıkta Dönüşüm Programı, aileye
dayalı temel sağlık hizmetlerini gerekli eğitim ve beceri
ile donanmış sağlık ekipleriyle, entegre bir şekilde sunmayı
öngörmektedir. Dünyanın pek çok ülkesinde aile hekimliği
başarıyla uygulanmış olup ülkemizdeki aile hekimliği
uygulama çalışmaları desteklenmektedir.
Ülkemizde 5258 sayılı Aile
Hekimliği pilot uygulaması hakkında kanun 24.11.2004 tarih
ve 25650 sayılı Resmi Gazete’de, ardından sırasıyla Aile
Hekimliği pilot uygulaması hakkında yönetmelik 06.07.2005
tarih ve 25867 sayılı ve Aile Hekimliği pilot uygulaması
kapsamında Sağlık Bakanlığı’nca çalıştırılan personele
yapılacak ödemeler ve sözleşme şartları hakkında yönetmelik
12.08.2005 tarih ve 25904 sayılı Resmi Gazete’de
yayımlanmıştır. Bu kapsamda 15.09.2005 tarihinde Aile
Hekimliği Pilot Uygulamasına Düzce ilimizde geçilmiştir.
Halen 81 ilimizde birinci basamakta Aile hekimliği modeli
uygulanmaktadır. Aile Hekimliği uygulama yönetmeliği
25.05.2010 tarih ve 27591 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış
ve bu yönetmelik 06.07.2005 tarih ve 25867 sayılı Aile
Hekimliği pilot uygulaması hakkında yönetmeliği yürürlükten
kaldırmıştır. Günümüze kadar aile hekimliği uygulamasına
geçen illerimizdeki hasta-hekim ilişkilerindeki memnuniyet
ve başarılı çalışmalar ışığında 2010 yılı sonunda tüm
illerimizin Aile Hekimliği Uygulamasına geçmesi
planlanmaktadır
|
|